Tescilli bir kültür varlığı olan Ankuzu veya Eykuzu adıyla bilinen Ankuzu Baba Türbesi, Harput’a 7 veya 8 km mesafede bulunan, Harput’un en yüksek kayalıklarından biri olan Ankuzu kayalıklarının zirvesinde yer almaktadır. Ankuzu Baba’nın VIII ve IX. Yüzyılda Arap-Bizans mücadeleleri esnasında bölgenin fethine katıldığı tahmin edilmektedir (Ardıçoğlu, 32-33). Ankuzu Baba zaviyesi vakfiyesinden 1523 tarihli Tahrir Defterinde bahsedilir. Ancak 1566 tarihli Evkaf Defterinde zaviye vakfından söz edilmez (Ünal, 219-220). Evliya Çelebi, Ankuzu Baba Tekkesinden fakirler yeri olarak bahseder (Oymak, 2013:865). 3. Murat döneminde (982-1003 H. / 1574 -1594 M.) bir tapu defterinde Eykuzu Baba denilmiş, H.1115 tarihini taşıyan vesikada ise buraya Aynü’i-Kuzat zaviyesi denilmektedir (Sunguroğlu, 2013:353).
Ankuzu Baba Türbesi, tek katlı ve dikdörtgen planlı bir mimariye sahiptir. Kuzeybatıda küçük ahşap bir kapıdan girilmektedir. İçerisinde bir adet ahşap sanduka bulunmaktadır. Türbenin etrafında yığıntı taşlardan oluşan bir çevre duvarı yapılmıştır. Moloz taşlarla inşa edilmiş ve üst örtüsü çatıdır. Çevresi çam ağaçlarıyla çevrelidir.
Ankuzu (Eykuzu) Baba Efsanesi
Türbenin yakınında keskin kayalara gömülmüş bir insan ve at ayağı izi mevcuttur. Halk arasında bu zatın, bir İslam mücahidi olduğu ve burada şehit düştüğünü, bazıları da aslen bu civar halkından bir zat olduğunu, yeniçerilerin zulmüne uğrayarak kayalıklara sığınmak isterken arkasından yetişilerek burada feci surette öldürüldüğü ve buraya defnedildiği rivayetide vardır.
Harput’un fethi sırasında şehit düşerek, uzun yıllar bir mağara içinde bozulmadan kalmış olan naaşı, bugün aynı bölgede bulunan velilerden Beyzade Efendi tarafından (1810-1904) taptırılan tekke ve mescid yanına defnedilmiştir. Türbenin kuzey tarafındaki kayalıklarda Ankuzu Baba’nın şehit olurken dökülen kan izleri bulunmaktadır. Ziyaretçiler, türbeyi ziyaret ettikten sonra bu izlerin önünde hürmetle dururlar, bu izlerin Anguzu Baba’ya ve atına ait olduğuna inanılır(Yapıcı, 2016:183).