Tescilli bir Kültür Varlığı olan Üryan (Tesbihli) Baba Türbesi, Harput Mahallesi sınırları içerisinde Dağ kapıya gelmeden yolun sağındaki mezarlık alanı içerisinde yer almaktadır. Mülkiyeti Elazığ Belediyesine aittir. Türbenin hemen bitişiğinde bir de mescid bulunmaktadır. Hemen yanında da eski bir mezarlık bulunur. Sunguroğlu, türbenin yanında bulunan mescidin eskiden tekke olarak kullanıldığını ifade eder (Sunguroğlu,2013:367). Üryan Babanın mezarı mağara içinde olup daha sonra çevresi örülerek türbe haline getirilmiştir. Türbe iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümü kuzeyde olup küçük kare mekânlı bir alandır. Bu bölümden basık kemerli, 1 m ölçülerinde bir kapı ile türbeye girilmektedir. Türbe büyük oranda kayalıktır. İçerisinde sandukası örtülüdür. Mescit bölümü ise doğu yönde açılan bir kapı ile girilir ve bitişik şekilde inşa edilmiştir. Mescidin batı cephesinde yuvarlak basık kemerli bir pencere açıklığı sonradan kapatılmıştır. Kuzey cephede bulunan pencere açıklığı bulunmaktadır
Uryan Baba halk arasında Tesbihli Baba olarak bilinir. Evliyalar Ansiklopedisinde de Tesbih Baba olarak geçmektedir. Tesbih Baba Erzincan velilerinden olup Haçlı seferlerinde şehit düşen dervişlerden olduğu tahmin edilmektedir. Üryan Baba ismi verilen bu zatın Selçuklular ’ın Anadolu’ya fethi sırasında burada Bizanslılarla savaşırken şehit düştüğü ve aynı yere defnedildiği de kabul edilir (Yapıcı,2016:758).
ÜRYAN (TESBİHLİ) BABA EFSANESİ
Harput Alaca Mescid mahallesinde bir evde oturan oturan Hacı Ali namında bir zat üç gece üst üste rüya görür. Rüyasında Üç Lüleli çeşmesinin önünde dururken caddeden bir devecinin, devesinin yukarı elinde kendine doğru geldiğini, yanına gelince devesinin çökerttiğini ve Hacı Ali’yi üzerine bindirerek Üryan Baba’nın bulunduğu yere bıraktığını ve sonra gözden kaybolduğunu görür. Hacı Ali, oğlu Süleyman’la kabrin bulunduğu yeri kazar ve ortaya bir lahit çıkar. Lahitin içinde çürümemiş bir vücut ve yanında bir deste ok bulunur. Bu hadise şehrin büyüklerine anlatılır. O da Üryan Baba’nın kimliğini keşfen tespit eder. Hem mücahit hem de önemli bir zat olduğu anlaşılınca halk tarafından türbe yapılır (Sunguroğlu, 2013:368; Oymak,2013:279). Daha sonra türbe yapıldığında Hacı Ali ve ailesinin türbedarlığı üstlendiği ifade edilir.