Tarihi Hacı Kerim Sunguroğlu Konağı 1800’lü yıllarda yapılmış ve günümüze kadar çeşitli bakım, onarım ve restorasyonlarla korunarak günümüze ulaşmıştır. Konak tek katlı, dış sofalı bir plan şemasına sahiptir. Bugün tescilli dış sur kalıntısı üzerine bulunan konağın alt katı geçmişte ahır, odunluk, depolama odaları ve mutfak olarak kullanılmıştır. Bugün ise üst katı Elazığ Belediyesi KUDEB alt katı ise odalar sergi salonu, arşiv olarak tefrişi yapılmıştır.
Tamamlanan proje sonrası ilk sergisi Elazığ’ın yöresel “Çit Baskı” sanatı ile yapılmıştır. Elazığ çit baskıcılığı sanatı geçmişte yaygın olan bugün ise sınırlı çevrelerde etkinliğini sürdüren geleneksel el sanatı koludur. Çit Baskı Sanatının Elazığ’daki önemli temsilcilerinden biri olan Özlem TAKUÇİN ve eşi Serdar TAKUÇİN yıllardır bu sanata gönül vererek Çit Sanatının yaşaması için bütün gayretleriyle çalışmaktadırlar.
Çit’in sözlük karşılığı; pamuktan dokunmuş basma başörtüsü, yazma anlamlarını kapsamaktadır. Uzmanlar, Elazığ çit baskıcılığını, Anadolu yazmacılık sanatının, diğer bir deyişle tahta kalıpla kumaş baskısı sanatının bir uzantısı olarak görürler. Süslemede nakışın yerini alan baskı tekniği ile desenlenmiş kumaşlara da yörede çit denilmektedir. Elazığ’da çit üzerine yapılan tahta kalıpla kumaş baskı işlemi “çit basma” ve buna ilişkin dalı da “çitçilik” şeklinde yerel adlandırma ile bilinmekte ve tanınmaktadır. Elazığ’da basılan çitler teknik yönden “kalıp baskı” gurubuna girerler. Renklendirme yönünden ise, çoğunlukla tek tip “karakalem” çitler basılmaktadır. Kalıp baskı tekniği ile basılan çitleri eskiden başörtüsü (yazma), yorgan yüzü, sofra örtüsü, yatak örtüsü, bohça, geyme (erkek gömleği), ve elbiselik kumaşlar oluşturmaktaydı. Bugün ise sofra örtüsü, sedir örtüsü, bohça, peçete, namaz seccadesi gibi örnekler basılmaktadır. Giyim ve ev donanımı eşyası olarak kullanılan bu baskılı çitlerin yanı sıra “keklik alacası” ve “maşraf”lar (yüklük örtüsü, çarşaf) da basılmaktadır. Çit baskıcılığında bir diğer temel unsur da baskı için kalıpların hazırlanmasıdır. Başlı başına bir sanat olan oymacılıkta armut ağacı kullanılır. Harput’a has çit baskıcılığı sanatının 200 yıllık bir geçmişi olduğu bilinmektedir (Kaynak Kültür Portali).